image/svg+xml
image/svg+xml

Ramazan: Bereketin, Huzurun ve Merakın Ayı



  Ramazan geldi mi, içimizde bir heyecan başlar hep. Hilali görmek için balkona koşarım, sanki gökyüzü bana bir sır fısıldayacakmış gibi. Bu ay, sadece oruç tutmak değil, bir sürü duyguyu, anıyı ve güzelliği bir arada yaşamak demek. Gelin, Ramazan’ın o büyülü dünyasına birlikte dalalım; neler varmış, neler anlatıyormuş bize, bir bakalım.

Orucun Ötesinde Bir Deneyim

  Oruç deyince aklınıza sadece aç kalmak gelmesin. Evet, sahurdan iftara kadar bir şey yemiyoruz, içmiyoruz ama bu işin görünen kısmı. Asıl mesele, o saatler içinde kendimizi keşfetmek. Mesela geçen Ramazan, iftara yakın mutfakta su bardağını elime aldım, öylece bakakaldım. Normalde fark etmediğim bir şeyin, suyun, ne kadar kıymetli olduğunu hissettim. Açlık, insana şükretmeyi öğretiyor resmen. Bir de başkalarının halini anlamayı… Sokakta ekmeğe uzanamayanları düşününce, elimdekilerin değerini daha iyi anladım. Sizce de Ramazan, bize böyle küçük ama derin dersler vermiyor mu?


Bereketin Sırrı: Paylaşmak

  Ramazan’ın en sevdiğim yanı, sofraların şenlenmesi. Komşu teyze bir tabak dolma getirir, biz de onlara çorba uzatırız. İftar vakti sokakta bir telaş, bir koşuşturma, sokak başlarındaki fırının kapısında uzayıp giden ramazan pidesi kuyrukları… Ramazan’da yemekler bereketleniyor sanki, bir kaşık çorba bile yetiyor. Bence bu işin sırrı paylaşmakta. Siz ne dersiniz, bir hurmayı ikiye bölüp birine uzattığınızda tadı daha güzel gelmiyor mu?

Gecelerin Gizemi: Teravih ve Kadir Gecesi

  Gündüzler sakin geçiyor ama gece olunca Ramazan başka bir havaya bürünüyor. Teravih için camiye gidiliyor, o kalabalıkta dua etmek bambaşka bir huzur vermiyor mu? Sanki herkes aynı anda aynı şeyi hissediyor. Bir de Kadir Gecesi var tabii, Ramazan’ın gizemli incisi. “Bin aydan hayırlı” dedikleri o geceyi bulmak için son on gün dua ederek, düşünerek geçiyor.



Sağlık ve Bilimle Buluşan Bir Ay

  Ramazan’ın bir de bedenimize hediyesi var. Araştırmalar diyor ki, oruç tutmak bağışıklığı güçlendiriyor, metabolizmayı hızlandırıyor. Tabii sahurda abur cubura yüklenmezsek. Sahurda hafif şeyler yemek lazım. İftarda da çorbayla başlamak, midemizi yormamak lazım.  Bedenimiz bir ay bile olsa dinleniyor. Binlerce yıl önce başlayan bu gelenek, bugünün bilimiyle bile uyuşuyor. İlginç değil mi?

Ramazan Bize Ne Sorar?

  Bu ay, sadece oruç tutup dua etmekle bitmiyor; insanı kendine getiriyor. Gün içinde sabrımız ne kadar, diye düşünmek lazım mesela. Birine yardım edebildik mi, elimizdekini paylaştık mı? Ramazan, bir nevi kendimize tuttuğumuz bir ayna sanki. Bize hayatımızda neyin önemli olduğunu hatırlatıyor.

Ramazan, kapıyı çalan bir dost gibi. Onu içeri aldığınızda size huzur, sevgi ve bolca anı bırakıyor. Peki, sizin bu Ramazan’da keşfedeceğiniz ne olacak? Belki bir iftar sofrasında kahkahalar, belki bir gece yarısı ettiğiniz dua… Herkesin Ramazan’ı kendine özel. Sizin hikayeniz nasıl şekillenecek, merak ediyorum. Hayırlı Ramazanlar.

Yazar: Emirhan Çakır (Tapu ve  Kadastro 2. Sınıf Öğrencisi)