image/svg+xml
image/svg+xml

Dikey Geçiş Sınavı (DGS) Nedir? Nasıl Hazırlanılır?


  Merhaba Sevgili Okurlar,

 Bu yazımda özellikle ön lisans mezunu arkadaşlarımızın hayallerini süsleyen Dikey Geçiş Sınavı yani kısaca DGS hakkında detaylı bilgiler paylaşacağım. Hadi başlayalım…

 Dikey Geçiş Sınavı, kısaca DGS, meslek yüksekokulları ile açık öğretim ön lisans programlarından mezun olan öğrencilerin dört yıllık lisans programlarına geçiş yapabilmeleri için ÖSYM tarafından her yıl düzenlenen bir sınavdır. 2000 yılından beri uygulanan bu sınav, genellikle Temmuz ya da Ağustos ayında yapılmaktadır. DGS, öğrencilerin lisans öğrenimi sırasında başarılı olabilmeleri için gerekli olan sözel ve sayısal akıl yürütme becerilerini ölçmeyi amaçlar.


 Sınavda toplamda 100 soru bulunur; bunların 50’si sözel, 50’si ise sayısal bölümden oluşur. Sınav süresi ise 135 dakikadır. Her iki bölümde de yaklaşık 10’ar adet mantık sorusu yer alır. Sorular, adayların ön lisans eğitiminde edindikleri bilgi ve becerilere doğrudan bağlı olmaktan ziyade, onların akıl yürütme yeteneklerini ölçmeyi hedefler. DGS’de 4 yanlış cevap 1 doğru cevabı götürmektedir; yanlışlar sadece ilgili bölüm doğrularını etkiler. Sınavın kapsamı ve konu dağılımları her yıl veya birkaç yıl içinde güncellenebilir. Bu nedenle güncel sınav müfredatını takip etmek önemlidir. Bu konuda Youtube üzerindeki sınav hazırlık kanalları veya güncel eğitim platformları iyi birer kaynak olabilir.

 DGS’ye başvurabilmek için adayların, meslek yüksekokulları ya da açık öğretim ön lisans programlarından mezun olmaları veya son sınıfta olup sadece staj gibi mezuniyet şartı dışında kalan yükümlülüklerini tamamlamış olmaları gerekir. Ayrıca, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'ndeki meslek yüksekokullarının mezunları ile yurt dışında mezun olup Yükseköğretim Kurulu (YÖK) tarafından denklik belgesi verilen adaylar da sınava başvurabilirler. Başvurular, ÖSYM'nin Aday İşlemleri Sistemi (AİS) üzerinden elektronik ortamda yapılabileceği gibi, gerekli durumlarda ÖSYM başvuru merkezleri aracılığıyla da gerçekleştirilebilir. Başvuru süreci ve gereken belgeler, her yıl ÖSYM tarafından yayımlanan başvuru kılavuzunda ayrıntılı şekilde açıklanmaktadır.

 DGS puanları, adayların sınavda elde ettikleri sözel ve sayısal standart puanlar ile ön lisans başarı puanlarının (AÖBP) belli katsayılarla çarpılması ve toplanmasıyla hesaplanır. Sayısal bölümlerden mezun olan adaylar için sayısal puan 3 ile, sözel puan 0,6 ile çarpılırken; sözel bölüm mezunları için sözel puan 3 ile, sayısal puan 0,6 ile çarpılır. Eşit ağırlık programlarından mezun adaylar için ise her iki puan türü de 1,8 katsayısıyla çarpılarak hesaplama yapılır. AÖBP’nin sınav puanına etkisi 0,6 oranında standarttır. Ancak ÖSYM, DGS puan hesaplamasında kullanılan tam formülü her yıl yayımladığı kılavuzda detaylı bir şekilde paylaşmaz ve bu nedenle adayların kendi puanlarını kesin olarak hesaplamaları mümkün olmaz. Ayrıca her testin (Türkçe, Matematik gibi) soru katsayıları da sınavdan sonra açıklanan istatistiklerle belirlenir.
 
 DGS’ye hazırlanırken en önemli konulardan biri zaman yönetimidir. Başarılı olmak isteyen adayların çalışma süreçlerini planlı ve düzenli bir şekilde yürütmeleri gerekir. Özellikle sabah saatlerinde verimli ders çalışma alışkanlığı edinmek, öğrenmeyi kolaylaştırır. Ders çalışırken güvenilir kaynaklardan ilerlemek çok önemlidir. Gereksiz bilgi kirliliği yaşamamak için bir veya iki kaliteli kaynaktan çalışmak, birden fazla kaynaktan çalışmaya göre daha etkili olur. Çünkü farklı anlatım tarzları bazen kafa karışıklığına neden olabilir. Ayrıca çalışılan konuların belirli aralıklarla tekrar edilmesi, bilgilerin uzun süreli hafızaya alınmasında oldukça etkilidir. Özellikle kendinize küçük notlar çıkararak çalışmak, bilgilerin daha kalıcı olmasını sağlar.


 Sınava 3-4 ay kala bol bol deneme sınavı çözmek ve farklı kaynaklardan testler çözerek soru çeşitliliği görmek büyük avantaj sağlar. Bunun yanında, DGS’nin özellikle Türkçe bölümünde sadece bilgi değil, okuduğunu anlama ve yorumlama becerisi ölçüldüğü için kitap okuma alışkanlığı edinmek büyük önem taşır. ÖSYM, sınav sorularında adayların bir metni ne kadar doğru anladıklarını ve yorumlayabildiklerini ölçmeyi amaçlar. Bu nedenle sınavda başarı sağlamak isteyen adayların okuduğunu anlama becerilerini geliştirmeleri kritik bir noktadır.

Sonuç olarak, DGS’ye hazırlanan tüm adayların hem akademik bilgi düzeylerini geliştirmeleri hem de zamanı etkin kullanarak stratejik bir çalışma programı oluşturmaları gerekir. Tüm adaylara emeklerinin karşılığını alabilecekleri bir sınav süreci diliyorum.

Sevgilerle,


Yazar: Tapu ve Kadastro 2. Sınıf Öğrencisi Büşra Söylemez