image/svg+xml
image/svg+xml

Bir Avuç Dünya : Türkiye


G
ezi yazısı ya da diğer adıyla seyahatname, yazarın gezip gördüğü yerleri edebi bir üslupla anlattığı, okuru bambaşka dünyalara taşıyan bir türdür. Bu yazılar genellikle betimleme tekniğine dayanır ve yazarın bireysel görüşleriyle zenginleşir. Türk edebiyatında ilk gezi yazısı örneği, Seydi Ali Reis’in Mir’atü’l-Memalik adlı eseridir. Ancak bu türün en bilinen ismi, şüphesiz Evliya Çelebi ve onun eşsiz eseri Seyahatnamedir.

Gezi yazısı yazmak, yazarın gözlem gücünü, anlatım yeteneğini ve kültür birikimini bir araya getirdiği özel bir sanattır. Gezdiği yerlerin ruhunu okuruna hissettiren, onların merakını ve keşfetme arzularını uyandıran bir yazı, en başarılı gezi yazısıdır. Ayrıca bu tür yazılar, zamanla birer tarihsel belgeye dönüşür; çünkü bir yeri farklı zamanlarda anlatmak, değişimin izlerini de ortaya koyar.



Seyahat ve Teknolojinin Dengesi

Günümüzde, teknolojinin hayatımızı kolaylaştırdığı bir çağda yaşıyoruz. Ancak teknoloji, seyahatin yerini tutamaz; bir yeri fiziksel olarak deneyimlemek, onu anlamanın ve hissetmenin en gerçek yoludur. Yalnızca ekranlardan görmek yerine, tarih kokan sokaklarında dolaşmak, o yerin dokusunu hissetmek gerekir. Seyahat, kişiyi zenginleştiren, ona kültürel bir miras sunan bir deneyimdir.

Öğrenci Dostu Bir Şehir: Bartın

Bartın, Türkiye’nin Karadeniz Bölgesi’nde saklı bir cennet. Bu şehir, üniversite atmosferi ve samimi insanlarıyla bir öğrenci dostudur. Burada geçen günlerim hem huzurlu hem de anlamlı oldu. Bartın’ın sakinliği ve misafirperverliği, şehre gelenleri kendine bağlar. Zengin kültürel yapısıyla hem geçmişin izlerini taşır hem de modern bir şehir olma özelliğini korur.

Bartın’da öğrenci olarak geçirdiğim zamanlar, dostluklar biriktirmenin ve yeni bir çevreye uyum sağlamanın önemini öğretti. Eğitim hayatım boyunca gerek hocalarım gerekse arkadaşlarım bu süreci daha da güzelleştirdi. Şehir, misafirperverliğiyle de unutulmaz bir iz bıraktı.


Türkiye’nin Güzellikleri

Bartın dışında gezdiğim ve keşfettiğim birçok şehir var. Örneğin, gastronomi ve kültür açısından Hatay, medeniyetlerin buluşma noktası olarak ön plana çıkar. Hatay’ın lezzet durakları, turizmdeki önemini daha da artırırken, kültürel zenginliğiyle insanları kendine hayran bırakır. Bu şehirde geçirdiğim yıllar boyunca, yemeklerinden tarihine kadar her şeyiyle büyülendim. 

Samsun ise, Kurtuluş Savaşı’nın başladığı şehir olarak tarihi bir öneme sahip. Atakum sahili, Bandırma Vapuru ve Samsun Müzesi gibi yerler, bu şehrin kültürel mirasını yansıtır. İzmir’de ise Konak Saat Kulesi, Efes Antik Kenti ve Alsancak gibi yerler, ziyaretçilerine estetik ve tarih dolu bir deneyim sunar. İstanbul, Mardin gibi şehirlerimiz, tarihi yapıları ve kültürel dokularıyla her gezginin görmesi gereken yerler arasında yer alır.

Tarih ve Gelecek İçin Seyahat

Seyahat etmek, geçmişle bugünü buluşturan bir köprüdür. Sadece tarih öğrenmek için değil, geleceğe bir miras bırakmak için de önemlidir. Seyahat etmek, bireyin kültürünü ve özgürlüğünü artırır. Kendinizi tanımanın, yeni yerler görmenin ve ufkunuzu genişletmenin en güzel yoludur.  İnsan gezdikçe özgürleşir, gördükçe hürleşir. Ünlü tarihçi Prof. Dr. İlber Ortaylı’nın dediği gibi: “Evlenip mobilyacı gezeceğine dünyayı gezin.”

Türkiye, her bir köşesiyle dünya sunar. Bartın’dan Hatay’a, Samsun’dan İstanbul’a kadar uzanan bu güzellikleri deneyimlemek ve anlatmak, hayatı daha zengin kılar. Seyahat, insana yalnızca farklı yerleri değil, kendini de keşfetme fırsatı sunar. Dünyayı keşfetmek için bir adım atın; çünkü yolculuk, insanın en büyük öğretmenidir.

Yazar: Ali Eren Güzelli (Büro Yönetimi ve Yönetici Asistanlığı Programı 2. Sınıf)